Babam. H.KENAN TAN' MUSTAFA ve ŞEFİKA oğlu 01/03/1335 HİMMETDEDE doğumlu.
Polis memuriyetinin ardından, ticarete atılarak uzun yıllar petrol istasyonları, zirarat ve politika ile uğraştı... Himmetdede'nin belediye olmasını sağladı. başkanlığı döneminde' bir çok bina, araç, termal tesis, okul, doğanın can damarı olan ağaçlandırmaya önem verdi. Himmetdedenin şebeke suyuna kavuşmasını sağladı. bir çok insana iş istihdamının yanı sıra resmi kurumlarda da bir çok insana iş imkanı sağladı.
27 Mayıs 1960 İhtilalinin mağdurlarından olmuştur.
Fikret. Mustafa. Şefika. Sermet. Sebahat. Nejdet Kerim adlarında 6 çocuk ve 19 torun sahibi. 28 Aralık 1999 Yılında hakkın rahmetine kavuşmuştur.
H. Kenan TAN RÖPORTAJ ! (15/10/1997)
Soru: İki dönem Belediye Başkanlığı yaptınız! Hizmetleriniz nelerdir?
Cevap: 1972 Yılında Himmetdede Belediyesinin kurulmasında aktif görev aldım ve başardım. İki dönem Belediye başkanlığı yaptım!
Birinci başkanlığım döneminde’ Avrupa dan hibe olarak getirdiğim 1 kamyon. 4 taksi. 1 de Minibüs. Belediyenin hizmetine verdim.
Yeni kurulmuş bir Belediyenin’ bütçesi malum sıfır. İmkansızlıklar içerisinde… 3 katlı Belediye Sarayı yaptım. 2 katlı Lokanta Motel oto parkı yaptım.
Şehir Şebeke suyunu getirdim.
Himmetdede Belediyesi Mücavir alan çalışmasını bitirdim.
Çift Göz Termalindeki çevre köyler ile münazaalı arazileri Himmetdede Belediyesine kazandırdım.
Özel banyo Kabinli odalarla. (Lüks) Moteli. Restoranı. Bay bayan yüzme havuzları. Büfeleri. Hususi kabinleri. İstirahat salonları. Kahve hanesi. Kasap. Bakkal. Berber. Sosyal hizmetleri sunabilecek tüm imkanları mevcut olan bir tesis yaptım.. Yüzme havuzları. Bay, Bayan olmak üzere. İstirahat için geleceklerin. Hiç bir eksikliğinin bulamamalarını düşünerek hareket ettim ve başardım.
Tesisin yeni yapıldığı dönemde su sıcaklığı 39 c idi. Tesis de o ısı derecesine göre proje edilip yapılmıştı. Sonradan sondaj vurulması ile, soğuk su karışması ısı kaybına neden oldu.
5000 civarında meyve ve çam fidanı ile burayı yeşil alan yaptım.
Kaplıcanın yaklaşık 4 Km. mesafede ki ana yola bağlayan yolu.
Yüzlerce kamyon kum getirterek stabilize yol yapıp Kayseri Ana yoluna bağladım.
Şehir Yerleşim ve İmar Projesini tamamladım.
İçme suyunun analizini yaptırarak şebekesini tamamladım!
Şehir içi ve Arazi Yollarını genişletme çalışmalarını yaptım.
Kasaba içinde görünümü bozan eski yapıları kaldırıp Belediye İmar kullanım alanına dahil ettim.
Belediye tesislerine ve Cami Kebir Camisine Kalorifer tesisatı bağlattım.
Himmetdede’yi otomatik telefon santralına kavuşmasını sağladım.
Himmetdede Hz.lerinin türbesinin çevre düzenlemesini yaptım. Yüzlerce Çam fidanı diktim. Daha da var… ama hatırladığım bunlar’ diye cevapladı.
Soru : Himmetdede nin kuruluşu hakkında, bildikleriniz?
Cevap: Babamdan ve büyüklerimden duyduğum kadarı ile! 1600 yıllarda TÜRK OĞUZ boyunun. Türkmen kabilesine mensup. 3 ailenin kurduğu bir köy imiş. Atalarımız’ On birinci asırda Altaylardan kalkarak asırlar sürecek mesken tutma yarışına başlamışlar. Horasana. Oradan da İpek yolu ile. Kayseri Tomarza’ya gelmişler. (Eşkıyalık dönemi olduğu yıllarda!) Boğaz köprünün batı istikametinde. İncesu Süksün kasabasının doğu sırtlarında konaklamışlar. (Yıllar sonra) Kızıl Irmağın bu tarafına Tekgöz köprüsünden. Koyun sürüleri ile geçerek. O zaman’ sazlık olan bu köyü mesken tutup yerleşmişler. Hatta benim çocukluğumda hatırlarım! Her evde 3 yada 5 camız olurdu. Bu günkü nesil o atalarımızın nesli. Tabi birkaç aile sonradan gelmişler. Önceden gelenlerle’ akrabalık derecesini bilmiyorum.
Himmetdede nin 1926 yılında Atatürk’ün emirleri ile nahiye olmuş. Mustafa Kemal Atatürk’ benim doğduğum yıl. Yani 1919 yılında Erzurum ve Sivas Kongrelerinden dönerken buradan geçmiş. Birde Cumhurbaşkanı olarak 1926 da gelmiş. Himmetdede’nin Nahiye olmasını emretmiş!
Soru : Himmetdede’ye belediye başkanlığınız dışında ne gibi hizmetler verdiniz ve nasıl bir Himmetdede görmek isterdiniz?
Cevap ; Hatırımda kaldığı kadar 1956 yılında. Toprak Mahsuller Ofisi Siloları aslında Konya’ya gidiyordu. Demokrat Partide etkili bir yerim vardı. Konuyu’ Rahmetli Başbakan Adnan Menderes’e intikal ettirdim. O da beni kırmadı. Bakanlar düzeyinde ki mutabakat neticesinde. Ofis siloları o şekilde buraya geldi. Bir hayli uğraşmamız neticesinde Toprak Mahsulleri ofisinin’ buraya kurulmasını sağladım.
1958 li yıllarda engellemelere rağmen! Orta Okul yaptırdım. Aslında bu okul Sanat Okulu olarak yapılmış idi! 1960 İhtilali ardından bir süre hizmet verdi. Daha sonra Yatılı Orta okul oldu. Bu gün yatılısı da gitti sadece Orta Okul kaldı. Köyümüz merkezi konumu itibarı ile Kaza olma imkanını sağlamalı. Ama kısır çekişmeler hizmetleri engelliyor. Kültür seviyesinin ortaların altında oluşu Milli şuura zarar veriyor. Ben ölmeden Himmetdede’yi kaza olarak görmek isterim! Burayı kaza yapacak kültürlü nesle ihtiyacımız var!
Himmetdede ve Çift Göz termal tesisi olmak üzere 6 bin civarında çeşitli cinste meyve, kavak ve çam ağacı diktim. İmkanım olsa 500 bin daha dikerim!
1972 li Yıllarda HİKDEBAY adı altında Himmetdede ve çevre köyleri Kalkınma Kooperatifi kurduk! Bir hayli üye temin ettik. Tabii bunları Himmetdede’nin geleceği için yapmıştık. Maalesef her yerde olduğu gibi burada da engelciler çıktı! Kayıtlı olan üyeler teker, teker ayrıldı. Çok amaçlı olan Kooperatif de suya düştü...
Himmetdede ve çevre köylerden çok insanı iş sahibi yaptım. Bir çokları şimdi emekliliğin tadını çıkarıyorlar!
1952 yılında Emniyet mensubu (Polis) olan görevimden ayrıldım. Köyüm için büyük mücadele verdim! Güzel olan her şeyin… Benim köyümde olmasını arzu ettim. Bir hayli iş yaptığımı sanıyorum!
Soru : Himmetdede Hz.leri Hakkıda neler söylemek istersiniz?
Cevap : 1919 yılında doğmuşum. Ben beni bildim bileli Himmetdede Hz.lerini ulu bir evliya olarak anlatırlar. Bizde böyle biliyoruz! Ama tarihi hakkında kesin bilgi yok. Ecdattan ecdada anlatım var!
Atalarımızdan duyduğum kadarı ile’ Uzun yıllar önce buraya Himmet adında bir derviş gelir. Nuri Bey’in hanı’ denilen yerde konaklar. Orada Akli dengesi zayıf olan Bayram adında birini görür. Sırtını sıvazlar, bir muska yazıp boynuna asar. Ertesi sabah Bayram iyileşerek bu zat’ın elini öper ve gidecek yeri olmadığı için. Yanında kalması için Himmet’ten yardım ister. Himmet’de kabul eder. Daha sonra Salih adında bir kişi daha aralarına karışır.
Bu gün itibariyle mevcut olan Türbelerinin yanına Halk tarafından bir oda yaparak ikametlerine verirler.
Burası Himmet dergahı olarak şifa dağıtır, bir çok insan aklına kavuşur, bir çok insan derdine çare bulur. Din eğitimi vererek insanların dini bilgilerini artırır. Keramet sahibi olan Dergahı’ bir çok ulu evliya ve halk ziyaret ederek şefaat ve sağlık dilerler.
Ölümlerinin ardından vasiyetleri gereği dergahlarının bulunduğu (Bu günkü türbelerine.) yere kabirleri yapılarak defin edilirler.
Önceleri’ dilek dileyerek yatırların başlarında bulunan taşlara çaput ve iplik bağlarlardı.
Çok kitapları vardı. 1940 lı yıllarda bir Nahiye müdürü vardı, halkın türbeye büyük ilgi göstermesinden rahatsız olup bu kitapları toplatıp imha ettirdi…
Askerden geldim. Topçuoğlu’ eski Karayolunu yapıyordu. bende burada çalışıyordum. akşam ortalık karanlımıştı. çeşmenin yanına geldim. türbe de ışıklar yanıyordu! sanırım Cuma akşamı idi. bu akşam vakti kim olabilir dedim kendi kendime. türbeye doğru yürüdüm. onlar da yürüğdüler. önümsıra gidiyorlAR bende arkalarından gidiyorum. baş pınara kadar onlar önde ben arkada gittik. ışıklar bazen tek oluyor. bazen iki. bazen da üç oluyor. ben ürpermeye başladım. birde karşı yamaçtan ışık belirdi. 4 tane ışık oldular. benim önümdekiler de’ o tek olanın yanına vardılar. 4 ışık kayalıkların üzerinden iğdeli dere ye doğru gittiler.
aklıma anamın anlattıkları geldi. anam’ (bu türbede yatanlar geceleri geziyorlar) demişti! bunun üzerine rahatladım. eve geldim anama anlattım. o da oğlum onlar evliya! dedi.
bir defasında da öküzlerimizle çift sürüyordum. tarlanın az yeri kalmıştı. bitireyim dedim. yağmur tuttu. akşam oldu yağmur hızlandı. öküzleri kağnıya koştum. yağmurun altında tarladan ayrıldım.
inlerin önüne geldiğimde! (Kuyulu Tarlanın olduğu yer) derenin üst tarafında. ışıkların yandığını gördüm…
bu yağmurda bu ışıklar nasıl sönmüyor. diye düşündüm… öküzlerinde, benimde her tarafımızdan suLAR akıyordu.
sonradan aklıma geldi. Yine toplanmışlar! dedim. eve geldim. anam merak etmiş. nerde kaldın oğlum’. dedi. bende’ az bir yer kalmıştı orayı bitireyim diye çabaladım ama kısmet olmadı’. dedim.
ve ışıkların kuyulu tarlada olduğunu söyledim. anam da “Yarın Cuma” dedi. tabi ışıkları çok defa gördüm!
Kaynanamın kardeşi Salih AKGÖZ dayım’ daha iyi biliyor.
bir defasında at arabası ile 50 yaşlarında felçli bir adam getirdiler! GECELERİ Handa yatıp akşama kadar türbede kalırlardı. 3 veya 4 gün kaldılar. o felçli dedikleri adam yürüyerek geldikleri arabaya binip gitti…
çok gelen oldu. çoğu şifa bulup gitti… burası boş değil. Allah (cc.) Şefaâtlerini nasip etsin.
HASAN dedemin anlattığına göre!
Himmet dede’nin nuri bey’in Hanının karşısında bir odası varmış! gelen hastaları okuyarak ve dua ederek iyileştiriRMİŞ DİYE anlatırdı.
Somuncu baba ile yakınlığı olduğu söyleniyor! ama ne derece doğru bilmiyorum! çünkü elde bir belge yok! KÖYDE BİR KAÇ KİŞİ BU YATIRLARI ZİYARETE GELEN SİYAH PALTOLU BİR ADAMDAN BAHSEDİLİYOR!
İKİ ASHABI KİRAM OLDUĞUNDAN VE PEYGAMBER NESLİNDEN OLAN SOMUNCU BABANIN CAN DOSTUNUN BU TÜRBEDE YATAN OLDUĞUNDAN BAHSEDLİYOR! iNŞALLAH ÖYLEDİR.
BENİM ZAMANIM YETMEDİ! kimliklerini araştırdım hiç bir şey bulamadım! diğer YATIRLARI HİMMETDEDE’NİN YANINA TOPLAYIP ŞANLARINA YAKIŞIR BİR TÜRBE ve kimlikleri İLE ZİYARETE AÇMAYI ÇOK ARZU ETMİŞİMDİR.
Allah. (cc) den Rahmet dileklerimle
H. Kenan TAN